07 Aralık 2020, Pazartesi
"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette, Gece gibi ol ayıpları örtmekte. Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte, Ölü gibi ol öfkede, asabiyette. Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette, Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." Mevlana Celaleddin-i Rumi Mevlana Celaleddin-i Rumi Afganistan sınırları içerisindeki Horasan vadisinde 1207 senesinde dünyaya gelmiştir. Babası bilginlerin sultanı olarak ünlenmiş Bahaeddin Veled’tir. Mevlana'nın Anadolu’ya geliş hikâyesi ise, Moğol istilası tehlikesine yönelik babasının Horasan beldesini terk ederek, Nişabur’a gelmesiyle başlar. O zamanlar Mevlana henüz küçük bir yaştadır. Burada ünlü mutasavvıf, fakih ve ilim adamı Fahrettin Attar ile görüşmüştür. Daha sonra, Bağdat, Küfe ve Kâbe derken Anadolu’ya biten bir yolculukla, Mevlana'nın hicreti son bulur. Burada Şemsi Tebrizi'ye bağlanan Mevlana, onun rahle-i tedrisatından geçerek gönlünü ve yüreğini manevi ilimlerle doldurur. Hocasının vefatıyla Tasavvufi çalışmalarına daha da sarılmıştır. Yaşamını “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk’ın rahmetine kavuştu. Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah’ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü manasına gelen “Şeb-i Arûs (Düğün Gecesi) ” diye tanımlamıştır. Anadolu’nun en önemli değerlerinden biri Mevlana'dır. Sadece Anadolu’nun değil, dünya içinde önemli bir düşünür olarak bilinen Mevlana için 7-17 Aralık haftası onu anma haftası olarak belirlenmiştir.